16 Şubat 2011 Çarşamba

sol ayağım, isyan, iştah ve bitmek bilmeyen fatura çilesi üzerine



Merhabalar.

Bir süredir ilgilenemedim blogla, farkındayım. Ancak tabiatıma aykırı bir şekilde koşturuyorum bu sıralar, o yüzden zaman ayıramadım.


Ekşi Sözlük 12. Yıl Kutlaması vardı ayın on ikinci günü. Edirne'den gelen bir grup arkadaşla katılalım dedik. Allahım o ne çile. Tam dört saat Hilton'un kapısında geçti. "Biraz boşalsın, alacağız." "Polisiye olay var içinde, çözülsün alacağız!" gibi bin türlü bahanenin ardından, Hilton genel müdürünün güvenlik sebebiyle katılımı kısıtladığı haberi duyuldu. Küfürler, organizasyondan genel müdüre çevrildi. Sinirler son raddeye geldi. Yazmaya üşendiğim birçok detaydan sonra, kalabalık "Yeter!" dedi ve olaylar gelişti. "Ciğerimi(!) -öhöm- ye Hilton!" naralarıyla yüzlerce kişi bariyerleri yıktı, kapıları kırdı, mekan basıldı. Bu esnada güvenlik kuvvetlerinden bazılarının birkaç yazara saldırması da, sol ayağımın ezilmesi ile son buldu. Zira dört saat topukların üzerinde dikilmekten isyan eden ayağımın tek eksiği, koca bir adamı parmak uçlarım ile taşımaktı. Akabinde seke seke mekana girip, ayakkabıları fırlattım.

Bunun haricinde, gece harikaydı. İçimdeki Bedük aşkının bambaşka olmasından ayrı olarak, sarhoş olma konusundaki kabiliyetim de gecemi şenlendirdi. Hatta yeterli alkolden sonra ayağımın acısına aldırmadan dans etmekle de, iyileşme sürecini harika şekilde uzattım. Kendimle gurur duyuyorum.

Tüm olayları ve detayları es geçerek, sabaha kadar keyifli zaman geçirdiğim bir zirve oldu kendisi. Eve boyum kadar, ayaklı zirve reklamı kartonunu nasıl getirmiş olduğumuz ise, bambaşka bir hikaye.



Bir süredir İzmir Yenikapı Tiyatrosundan güzel dostları misafir etmekteydim. Ta ilk blog zamanlarımdan dostum sevgili Bora, nam-i diğer Moröküz, güzel küçük kadın Duygu ve yetenekli olduğu gibi inanılmaz derecede de sevilesi bir hatun olan Nazlı, İsyan adlı oyunun İstanbul ayağı için buralardaydı. Tek başıma yaşadığım evi şenlendirdiler. Çok da güzel oldu. Bu arada nicedir görüşemediğim Biss'imle de zaman geçirme fırsatı bulduk ki, tadından yenmez.


Dün akşam, Ortaköy Afife Jale'de sahnelendi İsyan. Oldukça keyifliydi, sırada Kocaeli varmış. Yenikapı tiyatrosunu takip etmenizi öneririm. Şehrinize uğrarsa, izlemelisiniz mutlaka.

Bunların dışında, dün akşam uğurladım güzel misafirlerimi ve yalnızlığa bayılan ben, evin boşluğundan dehşet bir huzursuzluk duymaktayım. Bu yaştan sonra huyum suyum değişiyor sanırım. Ki son günlerde yitirdiğim doyma duygum ve sızlayan ayağım yetmiyormuş gibi, bir de faturalar yordu beni bugün. Tek başıma 110YTL doğalgaz, 45YTL elektrik faturası getirmiş olmakla beraber, su, Kablo TV ve internet faturam da geldiğinde, hayat bayram olacak sanırım.



Yani böyleyken böyle işte. Sırada bir adet sınav ve uğraşlı kayıt yenileme günleri var.

Sonra mı?

Ver elini Eskişehir! Ver elini Ankara!

Uğrayacağım en kısa zamanda buralara da.

Öpücükler.





not: Yarın Leyla Teras'ta Girit'ten Rembetiko gecesi var imiş. Ben gidemeyeceğim tahminen ama vaktiniz varsa kaçırmayın derim.  Şuradan takip edebilirsiniz: http://www.facebook.com/event.php?eid=142493365814139&index=1 . Bitti.



Anita
16.02.2011

Hiç yorum yok: