2 Mayıs 2011 Pazartesi

'cap..'





Yaşamak ve yazmak birbirine çok benziyor. İkisinde de hep bir ifade etme çabası mevcut ve ikisinde de olmadığın biri gibi davranma şansın var, tüm yoruculuğuna rağmen. Her ikisinde de yanlışlar yapmak mümkün. Yeni başlıklar atmak, büyük harflerle yazmak, en güzel satırları tekrar tekrar okumak / anmak. Yapılan hataların üstünü karalamak... Ancak fazla karalama, sayfayı karartır. Bir silgiden faydalanmak bile bir yerden sonra sayfayı yıpratır. Bazen sadece bembeyaz, el değmemiş, yepyeni bir sayfaya ihtiyaç vardır.

Sen, Tanrı'nın bana uzattığı bembeyaz, yepyeni bir sayfasın.

Sana dair her şeyi en güzel harflerle yazmaya çalışıyorum. Kenarlarını sarmaşıklarla, yıldızlarla ve aşk şarkılarıyla süslüyorum. Hem herkes görsün istiyorum elimdekinin güzelliğini, hem de kimse dokunmasın, zarar gelmesin diye çırpınıyorum. Eğer gerekirse ben buruşturup atarım. Eğer gitmek istersen, sen bir rüzgârın sırtına atlar gidersin zaten. Ancak başka kimseye böyle bir şans tanımayacağım. Zira ben hayatımda hiç bu kadar şekerli bir aşk tanımadım. Büyümenin ışıltısına nasıl da körü körüne kapıldığımı fark ettim sayende. Çocuk olmanın hep atladığım o saflığını... Sen benim o hiç yaşamadığım on altı yaşımsın. Kırmızı rujların, topuklu ayakkabıların ve ezbere ilişkilerin ardına sakladığım her şeyimsin sen benim. Şimdi görüyorum ki, benim de ihtiyacım varmış o çiçekli elbiselere, mecburi özlemlere, saçma kahkahalara. İhtiyacım varmış bir erkeği bir 'genç kızın' sevgisiyle sevmeye. Varlığın, yüzüme kelebeklerin konması demek. Varlığım, sadece yüzünde papatyalar açsın diye. Daha kutsal amaçlar arayacak değilim. Zira yeterince yanıldım. Şimdi sadece gülümsemek istiyorum sen saçlarımı severken. Sadece başımı göğsüne dayayıp gözlerimi kapamak istiyorum huzurla. Tek özlediğim sen ol, özlemeyi bile güzel kıl. Boynunda nefes alayım sadece. Saçlarımı senin için tarayayım, her karşılaşmamızda dudaklarından dökülsün güzelliğim. Dönmeyi hiç bırakmayan atlı karıncamıza bakalım o güzel evin penceresinden. Her hayalime dahil ol, her planımın parçası ol, her arzum sana dair olsun ve sadece yanımda ol. Fazlasına ihtiyacım yok. Fazlası, kıyameti getirir. Tanrı, hayatın ne kadar güzel olduğunu keşfeden iki kalbi görünce son satırı yazıp imzayı atar altına. Çünkü Tanrı, finallerin kusursuz olması gerektiğini bilir. Ben seni kusursuz kılan kusurlarınla seviyorum. Gözlerin bu kadar güzel, gülüşün bu kadar çocuk olmasa da severdim. Ben sana, kalbimin bugüne dek hiç kullanmadığım bir köşesini verdim. İstiyorum ki rahat et o köşede. Evin bil orayı. Duvarlarına resimler as, içinde şarkılar söyle. Kalbim sana dair her şeyle dolsun ve sen hep benim kal böylece. Bana hiç yaşamadığım duyguları, zevkleri, huzuru yaşattığın için mutluyum. Beni omzunda gezdirdiğin için, bana şarkılar yazdığın için, bana hayallerini verdiğin için, benden önceyi unuttuğun için, benden sonrayı yücelttiğin için, bana bu kadar gerçek geldiğin için, hem N. hem J. olduğun için, hüznümü bile anlamlı kıldığın için, benimle ağlayabildiğin için, beni güldürebildiğin için, benimleyken kendin olduğun için, attığım her adımda aklıma geldiğin için, bu kadar güzel sarhoş olduğun için, bana satırlar adadığın için, yazılarımı sevdiğin için, benimle mutfakta zaman geçirdiğin için, beni tanımaya bu kadar çok çaba sarfettiğin için, her türlü med-cezirimde elimi tutmaya devam edip dayandığın; geçmesini beklediğin için, rüyalarımda bile kaybetmekten en çok korktuğum olduğun için, her şeyi beraber atlatacağımızı bildiğin için, bir gün dünyanın en güzel şarkısını yapacağın için, sana benzeyen sarışın bir bebeği ömrümün sonuna kadar sevebileceğim için, üşümeme izin vermediğin için, en güzel uykumu seninle uyuduğum için, kimseye anlatamadıklarını bana anlattığın için, zamanla öğreneceğin için, büyüdükçe daha da güzelleşeceğini bildiğim için, çocuk halinle bile dünyanın en sevilesi varlığı olduğun için, hep yanımda olduğun, en yakınım olduğun için seviyorum seni. Saçlarımı bozman umurumda değil. Yorgunluklar ve hastalıklar da öyle. Sen her şeyi güzelleştirmenin bir yolunu buluyorsun. Tüm kalbimle, tüm ruhumla aşığınım. Sevgilim, en yakın arkadaşım, her şeyim... 

Sonsuza dek benimle kal, benim küçük sarışın yaşama sebebim...


Anita
2 Mayıs 2011 / 02.47
İstanbul

Hiç yorum yok: