Bu kutular burada
dursun, önce şiirleri yakacağız. Şiirlerin külleri camdan
uçadursun, anıları sökeceğiz duvarlardan bir bir. Sonra bu
koltuk. Beni burada öpmüştünler. Bu perdeler ayırmıştı bizi
sokaktaki gözlerden, ışıktan ve nicesinden. Bu resmi ben
yapmıştım ve sen çakmıştın bu çiviyi. Bu anılar burada
dursun, önce mevsimleri toplayacağız dallarından. Geçen kış bu
masada içmiştik o rakıyı. Geçen yaz buraya ağlamıştım ben
çokça. Geçen sonbahar, sen bu yatakta uyumuştun, kirpiklerine
bakmıştım uzun uzun, rüyalara dalmıştım yanıbaşında. Kaç
mevsim geçti saymamıştık. Sonra bir baktık Temmuz gelmiş,
planların üzerine tükürmüş hayat, birden uyanmışız, birden
utanmışız tüm rüyalardan. Geriye kalan, kutular dolusu hatıra.
Jetler uçuyor. Jetler uçuyor.
Korkma!
Yaşlandım diye
ağlarken her kuytuda, evren kırmızı bir kutunun içinde
avuçlarıma bırakıp gidiyor 16 yaşımı, bak. Detone ile, Almora
ile, Gripin ile öpüyor gözlerimden şimdi akşamlar, daha
kırışıklar çökmeden kenarlarına. Etekler uzuyor biraz,
akşamlar kısalıyor, rüyalar karman çorman. Buraya bir sehpa
koyarız, şu koltuğu da attıktan sonra, gerisi hallolacak nasıl
olsa. Şimdilik böyle idare edelim, belki birkaç aya yeni bir oda.
Bir de iş bulursam, gerisi kolay zaten. Neyse çok takılmayalım,
su akar yolunu bulur.
Çayın suyunu koyarım ben, sen
sofrayı topla.
Evden eve, düşten
düşe, geleceği bir çarkın ucunda, dön babam dön, bırakmışken
kendini rüzgârlara, yönü meçhul, tek avuntun bir fincanın
dibinde, kapkara şekiller, ki neye yorsan ayrı dert o da, bir
şekilde yaşıyorsun işte. Öğreniyorsun, ardından ölünemeyen
şeyler var. Mutsuzluktan ölünmüyor. Küskünlükten ölünmüyor.
Yalnızlıktan ölünse ilk sen ölürdün zaten, o bile olmuyor. O
yüzden, açarak gözlerini hergün yeni bir sabaha, bi' kahve, bi'
sigara, izliyorsun kaderini hiç tutmamış bir filmi izler gibi.
Sonrası meçhul, sonrası, bir şiirin mısralarında.
" Küle ne öğretebilirse hayat,
ancak
Onu öğretti bana da. * "
...............................
*Birhan Keskin –
Taş Parçaları
anita
29.07.16
edirne
1 yorum:
Saat 00:01
Gecenin ve rakı sofrasının efkarı, kelimelerinden çıkıp gelmiştir şu masaya. Yavuz Çetin çalarken fonda, Erkan Onur'la...
Sağlığına ve delip geçen kelimelerin dumanına kaldırdım kadehi.
Anita'ya...
Yorum Gönder