+ Bira?
- Burada!
+ Sigara?
- Burada!
+ Playlist?
- Burada!
O zaman başlayabiliriz.
Erken başladım bu akşam. Belli bir sebebim yok. Evden çıkmaya mecalim olmadığı için ve Rembetiko'yu kaçıracağım garanti iken, bir bira açmanın kimseye zararı olmadığının farkındayım. İkinci, üçüncü ve bilmemkaçıncı için ek bir sebep yaratmam gerekmiyor. Mutlu, mutsuz, kızgın ya da enerjik değilim. Dümdüz saatler. Dümdüz bir gün. Temizlik yapmam, etrafı toplamam, harç yatırmam, diyete başlamam, dışarı çıkmam gereken ve bunların hiçbirini yapmadığım bir gün. Ancak ruhen ve bedenen dinlemem lazım. Zira günler çok yoğun geçti, zira ayağım sızlıyor, zira beni daha da hareketli günler bekliyor. Dört sene önce yazdığım bir şeyi okudum bugün. Çok mutsuz bir günde, hıçkıra hıçkıra yazdığım satırlar. Okurken o anı yaşadım, o odaya döndüm, o giysileri giydim, o şarkıyı dinledim, o hıçkırıklar dizildi boğazıma. Yazının ergen havası, buram buram arabesk ve haddinden fazla öznelliğin, samimiyetle nasıl da önemsizleştiğini gördüm. Bir daha ne zaman o denli samimi yazabileceğim, yazabilecek miyim merak ediyorum. Çünkü güzel olan, hiçbir şeyi umursamama hali. Artık çok fazla şeyi umursuyorum. Kafamda kocaman bir boşluk olsun isterdim. Kafamın içini dolduran yüzlerce zırvalığı bir valize tıkıp denize atmak ve küçük bir ergen kadar her şeyi bilmek, her şeyin sahibi olmak isterdim. Şu sıralar çok fazla şeye sahip değilim. Kafamda kurtulmaya çalıştığım bazı şeyler var. Arada aniden gözümün önünde beliren ve anımı mahfeden çeşitli imajlar, duyduğumda canımı sıkan bazı isimler, bazı olaylar. Mesele hazmetmekte, yoksa farklı bir arzu içerisinde değilim. Anlamam ve aşmam lazım. Ama bu, benim için biraz yorucu. Yoğun mutsuzluğu geride bıraktım. Hatta, saçma bir şekilde iyi hissediyorum. Lüzumsuz bir keyif. Hiç olmadığım kadar hareketli ve kalabalığım. Oysa ki sosyalleşmekten kaçınırım. Evden çıkmayı sevmem. Fazla insana tahammül edemem. Çok sık alkol tüketmem. Şimdi ise sürekli bir kalabalık, aktivite, alkol üçgeni. Kahkahalar ve rahatlık. Bu kafa karıştırıcı biraz. Ha bir de, inanılmaz bir açlık. Günlerdir ne yersem yiyeyim, hiç tok hissetmedim. O denli ağır bir sıkıntıdan, dipte olma halinden bu denli yükseğe çıkmış olmak garip geliyor. Ha, şikayetim yok. Harika. Ancak herkes tüm bunların depresyonun belirtileri, hala devam ettiğinin izleri olduğunu iddia ediyor ki, o zaman eyvahlar olsun. Her neyse. Böyleyken böyle. Düşündüğümde, sevinebiliyorum bile. Çünkü ne yaşıyorsam, hepsi tecrübe. Hepsi 'olması gerektiği için' olmuş şeyler. Olmamasını dilerdim, ancak şemsiyelerin açılma potansiyelleri üzerine güzel deyişler var. Son yedi - sekiz ayda hayatımda ne kadar çok şey oldu, ne kadar ani, radikal gelişmeler, bir uçtan diğerine hızlı geçişler. Başımın dönmesi normal. Ancak Tanrının kar dağıtımını dağın potansiyeline göre yaptığına dair de güzel deyişler var. Reddedişlerin fayda sağlamadığını fark ettiğimden beri, çok daha iyiyim. Kafam açılıyor hafiften, alkolün sersemliği dağıldı. Ancak uyku bastırıyor şimdi de. Uykum az buçuk düzene girdi. Hiç değilse akşam olmadan uyanıyorum, bu harika. Ufak şeylerle mutlu olabilmem ise paha biçilemez. Şu an sadece zamanın geçmesini bekliyorum. Gitmek için. Çünkü yolculuklar beni keyiflendirir. Başka şehirlerde, ruh halim de ayak uydurur değişikliğe. Bir avuç Eskişehir, bir tutam Ankara. Ardından Çanakkale, İzmir... Kendimi onarma konusunda oldukça başarılıyım. Neye ihtiyacım olduğunu biliyorum. "Yapabileceğim bir şey var mı?" diyen olursa da, şişeyi ağzımdan indirip soruyorum. "Are you a beer?"
Şimdilik böyle.
Öpücükler.
Anita
18.02.2011
5 yorum:
Alkolizm ile aranda ince bir çizgi kalmış dikkat et :)
Çok az insan ergen kendine tahammül edebilir. Sen gene sevmişsin kendini iyi..
Her zamanım, halim, modum harika, eksilemiyorum, kahretsin.
Şerefe.
en yakın tekele, koşar-adım.
Yorum Gönder