12 Kasım 2011 Cumartesi

kahve

yattığım yerde olmayan bir şarkıyı dinliyorum. diyorum bu bizim şarkımız olsun, ama içimden ki dudaklarım biraz kurumuş çünkü o gece. duymuyor ama duysa tamam der yanağımdan öper utanmadan gülümserdi tüm güzelliğiyle. biliyorum. sonra daha önceden öptüğü tüm yanakları lanetliyorum kahve yaparken mutfakta, biraz da üşümüşüm zaten, kış gelmiş mutfağıma bile, hava soğumuş, su kaynamış, bardaklar bedduamın finalini bekliyorlar bembeyaz. gidip yamacına bırakıyorum kahvesini, karşısına geçiyorum, bakmamaya inat tutmuş gözlerimin ikisi de. ulan diyorum sana kahve yaptım. ulan ellerimle yaptım bu kahveyi sana ben ki sırf aşkımdan, ne yapacağımı bilemediğimden, ne yapsam da tarif edemediğimden kahve yaptım sana. diyorum ulan, ben sana nasıl kapılmışım ama sarılmaktan fazlasını yapamamak isyana sürüklüyor insanı, öpmekten fazlası gelmeyince dudaklarından ayaklanıyor tüm şehir, çizemiyorsun ki resmini sevginin, kalemlerin öylece masanın üstünde. öylece masanın üstünde beklerken kahvelerimiz soğumayı, ben şimdi seni alsam ellerin ellerimde, anlatsam bak ki burada çok güzel bir şey büyüttüm sana, gözlerim sol göğsümü işaret etse. birhan keskin girse odaya, dese dürtme bu kadının göğsündeki narı, üzerinde beyaz gömlek var! sigara ikram etsek, o bizi bırakıp sokak kedilerine gitse. ama şimdi desem ne anladın. sen sussan, karnımda birkaç kelebek ölür diye korkuyorum. o yüzden bir yudum kahve ve ulan diyorum, ben bu kahveyi sana olan aşkımdan yaptım. ben konuşmamı bitirip bir sigara yakıyorum boşluğa, o salona geliyor. oturuyor koltuğa, gözleri hala güzel. kahveyi görüp gülümsüyor. hadi diyorum soğumadan iç çünkü ben biraz anaç kalmışım hala bu yüzyıla inat, yaşımla çelişe çelişe. yavru keçileri düşünüp gülümsüyorum, o içtiğim sigaraları sayıyor. güneş üç kere batıp üç kere doğuyor tüm bunlar olurken ama ben zamanı ölçmeyi çoktan bıraktım. uyandıysam ve yoksa mesela yatak boşsa çapraz yatıyorsam çift kişilik yatakta, günaydıysam ama biraz yarım, öğlen oluyordur tahminen. yemek yapıyorsam, geceye az kalmıştır. kapı çaldıysa sofra kurarken ben gecedir o gelmiştir yalnızlık azalmıştır sessizlik bitmiştir çok fazla konuşup çok fazla güldürecektir. gülebiliyorsam yanında, gerisi teferruattır. çokça öpüp bolca dokunuyorsak, gece yarısını geçmiştir ama güzeldir yani severim günün o vakitlerini. günün o vakitlerinde en çok ellerini severim mesela, dokundukça ısınır her yerim. ben bunları geçirirken içimden o diyor ki gel yanıma da film izleyelim. gidiyorum çünkü. gidiyorum bu. bazı güzel şairlere selam verip geliyorum çünkü yanınaysa yolculuk adı gitmek olmaz. bizim izlemediğimiz bazı filmlerde bazı adamlar bazı kadınların kulaklarına eğilip seni seviyorum diyor. o an bizim izlemediğimiz bazı filmlerde bazı kadınlar sevdikleri adam tarafından sevildiklerini duyunca gülümsüyor. içi rahatlıyor, içine güneş doğuyor. eller kenetleniyor, çok güzel bir şarkı giriyor. bizim izlediğimiz filmde kaçırdığım bir şeyler oluyor. o anlatıyor hemen diyor ki böyledir, şöyledir. filmde heyecanlı bir şeyler oluyor. yanağımda bir öpücük patlıyor. benden başka hiçbir gezegende hayat kalmıyor. o bunların hiçbirini bilmeden ellerimle oynuyor. film bittiğinde biraz oyun oynuyorum oturup. domuzlara kuş atıyorum. çok seviyorum. iki kayıp çocuğa yardım ediyorum. hep benim olsun istiyorum. turuncu toplara nişan alıyorum. ondan başka her şeyin suratına çarpıyorum kapıları. biraz kalbimi kırsa, bir harbe hazırlanıyorum. sorular döşüyorum halının altına. ibrahim, gönlümü put sanıp da kıran kim diyorum. ibrahimin sessizliğine aldırmadan saçlarımı tarıyorum. domatesleri dilimliyorum, pirinçleri çeviriyorum tavada. bir şey yoklar giyiyorum üzerime, saçlarıma yakışıyor rengi. ardımdan sarılıp boynumu öptüğünde silahların namlularına çiçek bırakıyor kirli saçlı temiz kalpli genç adamlar. sarılmamız bittiğinde hadi diyor, yap da bir kahve içelim.

kahvesini yamacına bırakıp içimden şakıyorum.

ulan diyorum, ben bu kahveyi ulan, sana olan aşkımdan yaptım.









anita


12.11.2011

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Ah be Kadın. Bir kere olsun yakma içimi, bir kerecik bulma yaralarımı.

Hadi neyse daha bir seveyim seni, olsun.

Anita Taylor dedi ki...

Bilmeden eş gidiyordur belki bir şeyler alakasız hayatlarımızda, buluyorsam elimle koymuş gibi. Sen her kimsen, hani tanırım tanımam o mühim değil, neyse hadi biraz daha sev beni.

mirketleri severim dedi ki...

Kahvenin sadece benim için özel kalacağını düşünürdüm hep oysa ne eksiklerim varmış onunla ilgili...

Umur dedi ki...

bir gün terliklerimle çıkacağım karşına, bundan sonra hep bana, tek bana kahve yapmazsan bana trenler çarpsın diyerek, kedi gibi.

Liv Anita Taylor dedi ki...

@Umur, o ne güzel yorum öyle.

Umur dedi ki...

@Liv Anita Taylor, sensin güzel!

kahve içtiğin biri yoksa şayet, yapsana bana bir kahve, ellerinden içeyim.