17 Temmuz 2011 Pazar

Dead Daisies





Güzel olan her şeyin, ama her şeyin sonuza dek tılsımını koruyacağını zannediyordum.
Yanılmak, son zamanlarda en büyük hobim.

...

Aşk ve çiçekler arasındaki ilişkiyi yeni fark ediyorum. Keyfim limoni. Bilmemkaçıncı sigaramı yakıyor ve baş ucumdaki vazoyu dolduran papatyalara bakıyorum. 


-Anita, atma bunları.. Lütfen.
+Elbette.


Sabahın köründe, eve dönmeden hemen önce elime tutuşturulan papatyalar. Bir adamın göz yaşlarıyla ıslanmış ve şimdi odamın dumanlı havasını soluyan papatyalar. Birkaç günleri var. Birkaç gün sonra, sehpama düşecek taç yapraklar bir bir. Süzülecekler. Kalmayacak güzellikleri. Olsa olsa biraz şiirsellik bulunabilir en fazla, zorlama bir bakışa sığınırsan. Ama hepsi bu. Onları suya sarılıp birkaç gün yaşatabilirim, ancak sonsuza dek canlı ve güzel kalamazlar. Çöpe giderler tamamen solunca, çöpe gitmek zorundalar. Bir de ikinci ihtimal var. Onlara yaşama şansı tanımayabilirim. Onları suya koymak ve birkaç gün güzellikleriyle gülümsemek yerine, onları bir kitabın sayfaları arasına sıkıştırıp, onlara yaşama şansı vermeyip, ölmelerini bekleyebilirim. Kurumuş çiçekler sonsuza dek güzeldir. Onları atman gerekmez. Onlar, sonsuza dek seninle gelebilir.


Aşklar da öyle.
Yaşama şansı verdiğin güzel bir aşk, er ya da geç çöpe gider. Eğer onu sularsan, ona biraz güneş ve biraz hava verirsen, onun yapraklarnı okşar, ona güzel sözcükler fısıldarsan, yani ona bir hayat, bir canlılık, bir ömür verirsen, belki günler, belki yıllar sonra, ama illa ki çirkinleşir. Döker yapraklarını. Kalbinde biraz kırgınlık, biraz özlem, birçok anı ve büyük bir mahvedilmişlik ile biter hikaye. Sonsuza dek uzanan, güzel bir aşk yok. Olmadı. Olmayacak.


Oysa aşk, en güzelken, her şey yolundayken, tılsım sabitken, iki taraf da aşık ve tazeyken, o aşka bir ömür sunmadan, başlamadan bitirmek, hiçbir kavganın, yalanın, ayrılığın, ihanetin, bıkkınlığın kirletmesine izin vermeden, doğduğu gibi gömmek.. En fazla iki seni seviyorum ve bir öpücük, fazlası olmadan ardını dönüp gitmek.. Yani bir kitabın sayfaları arasında kurutmak aşkı, daha büyümeden, daha yaprak dökmeden, zamanla ölmesine izin vermeden, güzelken öldürmek, sayfaların arasına her baktığında ölü ama güzel bir şeyler görebilmek...


Ben bunu hiçbir zaman yapamadım.


Güzel olan hiçbir şey sonsuza dek uzanmıyor. Ben, kendi ellerimle finaller yaratmaya yetecek kadar cesur değilim. İnsanlar kırıyor. Hayat yıpratıyor. Bir sigara daha yakıyorum ve papatyalarıma bakıyorum. 


Papatyalar, ölümü bekliyor.







Anita
17.07.2011
İstanbul

3 yorum:

SonradanBilme dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
firuze dedi ki...

hep öyle değil mi zaten... birine en saf en temiz halinle sen gelmek istedikçe onlar duygulara tecavüz edip gitmeyi seçiyorlar... hiçbir şey güzel kalmıyor, temiz ise asla... hayat kötü... insanlar daha kötü... aşk aslında kötülere yardım ve yataklık etmekten başka birşey değil belki de...

Anita Taylor dedi ki...

@Hadi, keşke her hastalık biraz papatya çayıyla geçse..

@firuze, öyle. seni seviyorum dediğin an, gel ve hayatımın ırzına geç demiş oluyorsun açık açık.