26 Kasım 2011 Cumartesi

Dünce





ellerim boynumda uyandım
uyandığımda
ellerimin tanrı’nın elleri olduğuna inandım
günün ilk sigarası dudaklarımın arasında
günün ilk şiirini yazdım
sen gittiğin zaman sadece ellerim vardı bayım
sen gittiğin zaman kelimelerden kendime bir ev yaptım
sulanması gereken çiçekler 
açılması gereken perdeler
söylenecek yalanlar birikti her geçen gün odamda
ama benim sadece ellerim vardı
ve ellerim hep seni aradı bayım
dudaklarıma biraz kırmızı kattım
ellerim gezindi saçlarımda
seni saçlarımı karıştıran bir rüzgâr gibi andım
kıpkırmızı rüyalar gördüm geceleri
uyandığımda bacaklarımın arasındaki cennetteydi parmaklarım
adını fısıldadım
gittiğin zaman ben biraz yalnız kaldım bayım
oturup dertleşecek arkadaşlar aradım
aynanın karşısında ağladım 
yarısında sıkılıp kapattığımız o eski fransız filmlerindeki kadınlar gibi
gariptir
aynadaki aksinden cevap umanları anladım
yokluğunda en çok parmaklarını özledim
attığımız kahkahaları ve babası olacağın çocuklarımı
sen yokken onlara inançla bir gün döneceğini anlattım
kendimden önce onları kandırdım
kimse görmedi bizi 
kimse duymadı sesimizi
yokluğunda sadece ellerim vardı 
bu ellerle yazdım ismini duvarlara
duvarların karşısına dikilip
ilk sevişmemizi anlattım
bütün resimlerimizi yırttım attım gittiğinde
bunun için beni affet bayım
çok şarap içtim ve çok gözyaşı döktüm
o kadar acıdı ki canım
odamın kapısını senden önce azrail çalar sandım
bir dünya sigara içtim
bir dünya mutsuz kadın çizdim defterlerime
asla okuyamayacağın dizeler yazdım
saçlarım çok uzadı o zamandan beri
görsen çok beğenirdin
saçlarımı her gün senin için taradım
gittin gideli ben
biraz karışığım sanırım
gece rüyamda seni gördüm yine
seni tanrı sandım
uyandığımda boynumdaydı bir elim
ellerimin tanrının elleri olduğuna inandım
ne zaman döneceğini bilmiyorum
ama hissedebiliyorum ki;
geldiğinde dirilecek tüm çiçeklerim 
söküp atacağım perdeleri
senden başka herkese yalanlar söyleyeceğim
ama sen gözlerimi okuyacaksın ve
sonsuza dek yanımda kalacaksın
o günün geleceğini biliyorum bayım
tüm adaklarımı o güne adadım
yine de çok acele etme bayım
önce biraz hazırlanayım
çünkü 
mutsuz da olsam ben bir kadınım
çünkü
sen geldiğinde çok güzel olmalıyım.

Anita Taylor | 2o1o


2 yorum:

Adsız dedi ki...

seni hatırlamak için uzun uzun yazılarını okumam gerekti ama pişman değilim. birkaç yıl önce (belki daha fazladır) blogcu'da sana rastladığımı hatırlıyorum. o zamanlar karanlığın bana biraz fazla gelmişti sanırım, bu halini pek sevdim.

Anita Taylor dedi ki...

İnsanlar büyüdükçe değişiyor elbet.. Çok teşekkür ederim. :)