1 Mart 2015 Pazar

36




Ne söylediğimizin çok bir önemi yok aynı odayı paylaştığımız akşamlarda. Taleplerimizi gizliyoruz "Bak bu şarkı çok güzel"lerin ardına. Karşılıklı gülümsüyor ve başımızı sallıyoruz ama boğazımızı yırtıyor kuramadığımız cümleler. "Bak bana!" diye bağırıyoruz her cümlenin arkasından sessizce.

"Sev beni! Beni anla!"

Umutsuzca bir çabayla, birbirimize ne denli benzediğimizi kanıtlamaya çalışıyoruz sonra. Sanki bu bir şeyleri değiştirecekmiş gibi. Bir "Ben de!"ler geçidi. Bir "Bence de!"ler karnavalı. Bu eş olma çabasının altında bir takım güzel dudaklar yatıyor çünkü. Bir takım bir olma arzuları.

"Beni de aynı yerden vurdular zamanında!"

Oysa benzeşmiyoruz hiç. Oysa paylaşmıyoruz hiçbir şeyi aslında. Ayrı hayatlarda, ayrı yastıklarda, ayrı umutlarda, ayrı kadınlar ve ayrı adamlarla doldurduğumuz yalnızlıklarımızla,  kelimelere ayrı anlamlar giydiriyoruz mesela. Bir cümle kuruyorum ki içi gözyaşıyla, kuş cıvıltılarıyla, ben biraz delirdimlerle, lütfen beni anlalarla, bahar yağmurlarıyla, canım acıyorlarla, benim olsanlarla, bana masal anlatlarla, günaydınlarla, bu yatak çok boşlarla, saçımı okşalarla, kedi patileriyle, sabah soğuklarıyla dolu. Aynı cümleyi o da kuruyor mesela. Fakat onun cümlesi yalnızımlardan ibaret. Onun cümlesi kafa karışıklıklarıyla, dudakların ne güzellerle, bunda üzülecek bir şey yoklarla, seni küçük aptallarla, bana yetmeyen sarılmalarla, daha fazla içmeyelimlerle, ben bu filmi izlemiştimlerle, doyulmayan öpücüklerle dolu. Ben hepsini duyuyorum, ben her şeyi biliyorum. 

"Ben senden hoşlanıyorum."

Dudaklarımdan dökülen her şey, sadece bir ikna çabasından ibaret. Onu değil, kendimi ikna ediyorum her satırda. Kulağıma eğilip fısıldıyorum usulca, "Hiçbir şey beklemiyorum. Hiçbir şey istemiyorum. Buna zarar gelsin istemiyorum. Bu arkadaşlıkla yetinebileceğimizi biliyorum." Ben dahil kimse inanmıyor bunlara. Herkes bilir ki insan doyumsuzdur ve daima daha fazlasını ister. Suratımı yastığa gömüp geçmesini bekliyorum daha fazlasını istediğimi hissettiğim anlarda. Geçmiyor, fakat yalandan ölen kimseyi tanımıyorum.

"Ben iyiyim. Her şey yolunda."

Varsayımlar üzerinden adamlar seviyorum çünkü bu ara. Varsayımlar üzerine delirtiyorum kendimi. Gerçekle ilgilenmiyorum. Gerçeğin üzerine tükürüyorum. Biri beni üzecekse, bu ben oluyorum mutlaka. Kim benim olamayacaksa, gidip ona zincirliyorum ruhumu. Ondan gelen hiçbir cümleyi ikiletmiyorum. Onun ağzından çıkan bir şeyi ikiletebileceğim bir evreni hayal bile edemiyorum. Kahkahalarla dolu akşamların ardından, klozetin yanına çöküp bağıra çağıra ağlıyor ve sonra kendime bir kahve yapıyorum. Bir kahve ve sayısız sigaradan sonra, tüm yalnız kadınlar gibi çift kişilik yatağımın sağ tarafındaki yerimi alıyorum. Kedili yastığıma sarılırken, zihnimde bir cümle yankılanıyor:

"Eğer bir kadın yalnız uyuyorsa, bu bütün erkeklerin utancıdır."

Gülümsüyorum.

anita
o1.o3.2o15


Hiç yorum yok: