30 Mayıs 2016 Pazartesi

kalbimisubastı.





Kalbimi su bastı. Senden bir cümle duymayı bekleyerek geçen mevsimler, bir çocuk umudu, bir kadın körlüğü. “Hadi aşağı in de bir sigara içelim. “ Kirli basamakların üzerine kurduğumuz o krallık. Yeniden onbeş yaşında olmak gibi. Babam sakın duymasın telaşı gibi. Bu sigara hiç bitmesin hayali gibi. Çünkü ben finallerden hiç anlamam sevgilim. Çünkü benim kanatlarım sonsuzluğa selam durur.

Kalbimin tapusunu üzerine yapmıştım. Beynimin bir lobunu kabuslara kiraladım. Ben bu bedenin hakkını veremedim. Ayaklarım çürüyor. Gözlerim kırıldı, duymuyor musun? Her uyku yeni bir tekme. Eskiden böyle değildi. Koynuma sokulup dünyadan gizleniyordun ve bütün çalar saatleri sokağa bağışlamıştık. Sağ göğsünde bir çiçek olup açıyordum her gece. Her sabah bir günaydın tanrısı.

Bana uyuyamadığını söyle. Bana bensiz küllükler doldurduğunu. Bana şarkısız kaldığını söyle. Bana yalnızlığını anlat. Bana iyi geceler dile. Bana özürler biriktir. Bana özlemler büyüt. Bana pişmanlıklar besle. Bana hayaller topla. Bana yaranı göster. Bana anneni ağla. Bana günaydınlar getir. Bana kapılar çal. Bana kapılar çal. Bana kapılar çal.

Sana kapıyı açacağım.



28 o8 2o14

anita


3 yorum:

Ergin Bay dedi ki...

Açma Anita... Açma çünkü sana uyuyamadığını söyleyecek. Sensiz küllükler doldurduğunu, şarkısız kaldığını söyleyecek. Sana yarasını gösterecek. Annesini ağlayacak... O yarayı saracaksın, kül tablalarını doldurdukça boşaltacaksın. Şiiri, şarkısı olacaksın. Daha önce de olmuşsundur bilirsin... Ya sonra?
Bir gün yine kalbini sular altında bulacaksın.
Buldum defalarca, biliyorum.
Açma Anita...

Liv Anita Taylor dedi ki...

Ben zaten kapıları, sadece gelmesi mümkün olmayanlara açmamla meşhurum.

Ergin Bay dedi ki...

Ah Anita...
Bu kadehi, mümkün olmayanlara rağmen hayata ve sana kaldırıyorum.