11 Eylül 2022 Pazar

11922- günce


Kadıköy'de bir kafede Şeyma'yı bekliyorum. Sırf Vasantha bir şeyler üretmemi söylediği için bilerek erken geldim mekana, ki birkaç satır da olsa karalayabileyim. En son liste yapmak dışında bir motivasyonla elime kalem alışım, o boktan cumartesi günüydü. Kusmazsam ölecekmiş gibi hissediyordum çünkü içimdeki korku, kaygı ve her şeyin üzerine kalın bir toz tabakası gibi çökmüş olan belirsizlik, kaldırabileceğimden çok daha fazlaydı. Cumartesiyi içimi kağıtlara boşaltarak, pazarı ise o boşluğu şarapla doldurarak geçirdiğim o hafta sonu. On iki yıl sonra tekerrür eden tarih. Bu defa aşık bile değildim. Bu defa çocuk bile değildim. Peki neden aynı şeyleri hissediyorum anne? Çünkü o zamandan beri ilk defa biriyle ilgili hayaller kurdun kızım. İlk defa bir gelecek düşledin. Planlar yaptın. Bir rota çizdin. Annem haklı. Anneler çoğu zaman haklı. Ben ise haklı olmanın nasıl olup da hiçbir şeyi değiştirmediği üzerine kafa yoruyorum bu aralar. Haksız ve kötü adamların nasıl hayatlarına muazzam bir rahatlıkla devam edebildiklerini merak ediyorum. Dün M ile buluştuk. Kansermiş. İçinde kanser, yüzünde hep o tanıdık ifade ve üzerinde her zamanki gibi hangi metal grubuna ait olduğunu asla bilmediğim bir tişörtle karşımda otururken, benden daha rahat, benden daha güçlü, benden daha yaşam doluydu. Ben ise günlerini çok çirkin olmak, zengin olamamak, yuva kurmamış olmak gibi saçma sapan şeylere ağlayarak ve uyumayı savaşmaya tercih ederek geçiriyorum. Saatlerce M'i dinledim. Yeter artık, daha ne anlatayım bilemiyorum, dese de, sanki karşısında hiçbir şeyden bahsetmeye hakkım yokmuş gibi hissettim. Belki de sessizliğimi sıkıldığıma yormuştur. Oysa ki sadece utanıyordum. Kendimden. Dertlerimden. Güçsüzlüğümden. Oysa onun da söylediği gibi, kimisi için kırılan bir tırnak, başkası için bir ebeveynin ölümünün verdiğinden çok daha büyük bir acı verebilir. Vasantha bana acımı, üzüntümü, öfkemi kucaklamamı, bunları hissetmeye hakkım olduğunu söyledi. Ve gözlerimin sadece ürettiğim şeylerden söz ederken ışıldadığını. Tam da o sebeple, İstanbul'daki son günümde, canım Şeyma ile buluşacağım yere yarım saat erken geldim ve bunları karalıyorum. Çünkü masadan kalkacak cesaretim yoksa, oyunu sürdürmeyi öğrenmek zorunda olduğumu biliyorum.

11.9.22
Kadıköy/Kütük


Hiç yorum yok: