10 Ocak 2018 Çarşamba

UTANÇ TABLOSU, YORUMLAR VE SAYILARIN ACİZLİĞİ




2018’e girmemizin hemen sonrasında, 2017 yılının utanç tablosu yayınlandı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2017 Veri Raporuna göre 2017 yılında 409 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 387 çocuk cinsel istismara uğradı ve 332 kadına cinsel şiddet uygulandı. Detaylı listeye platformun web sitesi üzerinden oluşmak mümkün, tüm verileri tek tek yazmayacağım.



Önceki yılların raporlarının yarattığı üzücü alışmışlık hissi, sene boyunca alınan haberler ve kadına şiddettin aleni yükselişi nedeniyle çok büyük bir şaşkınlık yaşadığımı söyleyemem. Belki hissizleşme, belki önlenemez bir alışma durumu. İşbu rapor, birçok platforma konu edildi, haberleştirildi, halka sunuldu. Beni asıl yıpratan, haberlerin altında okumak durumunda kaldığım yorumlar oldu.

Bir erkek olarak; öldürülsem istatistiki bir veri olacak kadar dahi haber değerim olmadığı için ‘umrumda’ olmayan ölümlerdir.” diyor bir okur mesela. Hayatın her alanındaki erkek egemenlik yetmiyor, cinsiyetinin ona sunduğu rol öyle büyük bir ego yaratmış ki, kadın cinayetlerinin haberi, istatistiği bile kendisini rahatsız ediyor. Erkeğin ölüsü bile, kadın ile yarış halinde…

“Neye göre utanç tablosu? Dünyadaki diğer ülkeler ile karşılaştırdığınızda biz ilk sırada mıyız sanki?” diyor bir diğeri. Dünyada namımıza zeval gelmedikçe, dilerse milyon kadın ölsün, milyon çocuk istismara uğrasın, ne önemi var? Bizden beterleri de var diye vicdan rahatlatıp kendimizle gurur duymaya devam edebileceksek utanmaya ne gerek var? Global yarışı başka konularda yapsak olmuyor mu, sanırım olmuyor…

Bunlardan çok daha paylaşılamayacak kabalıkta, çirkinlikte yorum var elbet. Peki neden bu kadar kolay bunca acının, tecavüzün, ölümün haberine bu kadar rahat ahkam kesebilmek?
Çünkü sayılar sadece bir saniye kalıyor akılda ve gerçeği anlaşılır kılmakta acizler…
2017 yılında erkekler tarafından 409 kadın öldürüldü. 409. Sadece bir sayı.

Ancak vicdanı olan okuyor sayının altında yatanları. 409 ölüm, 409 çığlık demek. 409 kaçma çabası, 409 ağlama, 409 can savaşı, 409 şiddet sahnesi, 409 itiraz, 409 yalvarış, 409 direnme çabası, 409 cinayet… Bu kavramları, bu gerçekleri görmedikçe, 409 ölüm deyip geçmek kolay tahminen. Kendi hayatımızda bir kez olsun yaşam tehlikesi atlatsak, bir ömür unutamayacak bizler için. Bir yakınımız bir kez şiddet görse, bir sevdiğimizin gözünden bir damla yaş aksa ne yapacağını şaşıran bizler, görmediğimiz acılara duyarsızlaşıyoruz çünkü sayılar aciz, her şey istatistik verilerinden ibaret. Sayfayı değiştir, sekmeyi kapat, ahkam kes, unuttun bitti.



Bu gece, sadece bu gece birkaç dakikanızı empatiye ayırın. İstismara uğrayan çocukların yerine kendinizi, kendi çocuğunuzu koyarak hayal edin. Tüm o saflığıyla gündelik yaşamını sürdüren bir çocuğa yaklaşan kirli elleri, sararmış sigara kokulu bıyıkları getirin gözünüzün önüne. Yaşanacak korkuyu, üstüne gelen tehditleri, kimseyle paylaşamamayı ve çoğu zaman bunun tekrar eden bir hal almasını. Şimdi boğazınız düğümlenmeden söyleyip geçebiliyor musunuz, bu sene 387 çocuğun istismara uğradığını?

Mevcut ilişkinizi düşünün mesela. Kendi hayatınız adına bir karar alıyorsunuz ve bunu partnerinizle, eşinizle paylaşıyorsunuz. Belki iş hayatına girmeye karar verdiniz, belki tesettüre girmek istiyorsunuz, belki ailenizi ziyaret etme planı yaptınız. Karşı taraf, sadece kendi hayatınızla ilgili bir karar aldığınız için üstünüze yürüyor, canınızı yakıyor, şiddet uyguluyor, hakaretler duyuyorsunuz ve bir silah patlıyor, sahne kapanıyor…2017 yılında yaşanan kadın cinayetlerinin %21’i, kadınların kendi hayatı ile ilgili karar alması nedeniyle işlendi. Cümle tüyleriniz diken diken olmadan çıkabiliyor mu ağzınızdan?

Sayılar yaşanan acıları ifade etmeye yetersiz, ahkam kesmek kolay, unutmak birkaç dakika.
Zor olan insan olmak, insan kalmak. Yeni yılımızı 9 yaşındaki kız çocuklarının evlenebileceği müjdesi (!) ile kutlayan varlıklara inat… Güçle, mücadele ile, inançla…


Bilgesu Yaprak
Ocak 2o18

NOT: İşbu makale, Bekir Tüccar tarafından hazırlanan röportaj versiyonu ile 8 Ocak 2018 tarihli Edirne Gazetesinde yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: